Güldürürken düşündürmeyi başaran, hatta bazen de ağlatan Charlie Chaplin sinemaya damgasını vuran ünlü isim pek çoğumuz için Şarlo karakteri ile eş anlamlı gelmiş bir oyuncudur! Ayrıca hemen herkes onun sessiz sinemanın sembolü haline gelmiş komik bir karakter olduğunu bilir. 16 Nisan 1889 Londra doğumlu olan İngiliz asıllı Charlie Spencer Chaplin, başkentin alt tabaka denilebilecek yoksul bölgelerinde (East Lane, Walworth) doğmuş ve büyümüştür. Annesi Hannah Harriet Pedlingham Hill ve babası Charles Chaplin Sr.’nin ilk ve tek çocukları olarak dünyaya gelmiştir. O yalnızca bir oyuncu değil aynı zamanda yazar, yönetmen, besteci, kurgucu ve komedyen niteliklerine sahiptir. Sahne ile çocukluk yıllarında tanışan Chaplin, sinema dünyasına girmeden önce zorlu bir hayat yaşamıştır. Örneğin; boşanmış bir anne-babası olan sanatçının yüzü ailesinden yana pek gülmemiştir. Küçük yaştayken annesini kaybetmiş, alkolik bir baba ve üvey bir ağabeyle kalmış, zaman zaman sokaklarda yatmış, kısacası hayatın gerçekleriyle çok erken tanışmıştır. Sinema dünyasına girdikten ve yıldızı parladıktan sonra ise sessizliğiyle gönüllerdeki en büyük ses olmuş, yarattığı anti kahraman Şarlo bütün dünyanın hayran kalacağı bir karakter haline gelmiştir. Politik görüşleri ve filmlerinde vurguladıkları yüzünden bazı kesimler tarafından sevilmemiş, hatta hakkında karalama kampanyaları bile başlatılmıştır. Chaplin'in sağlam duruşu 1960'lardan sonra yavaş yavaş bozulmaya başlamıştı, onunla iletişim kurmak güçleşmeye başlamıştı. 1977'de tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiriyordu. Chaplin 1977'nin Noel'inde İsviçre'de uykusunda öldü. 1 Mart 1978'de naaşı küçük bir İsviçreli grup tarafından fidye istenmek üzere kaçırılmaya kalkışıldıysa da hırsızlar amaçlarına ulaşamadan yakalandı. Chaplin'in naaşı 11 hafta sonra Cenevre Gölü'nde 1,8 metre suyun altından çıkartılıp tekrar mezarına defnedildi.